Söylentilere göre Lületaşını ilk bulan ve taşa ait yeraltı yolunu ortaya çıkaran canlı bir köstebektir.
Günlerden bir gün genç bir çoban, Karatepe’nin köylerinden birine gider. Çoban yorgun olunca acıkır ve bir yerde oturur. Yanındaki azığını çıkartır ve yemek yemeye başlar. O esnada toprak üzerinde bulunan bir delikten köstebeğin çıkmaya çalıştığını görür. Çoban deliğe uzanır ve oradan kayaçlardan birini eline alır. Kendi çakısı ile yontmaya başlar ve ilk çakı müdahalesinde taşın aniden güzelce bir kız olduğunu görüverir.
Kız konuşmaya başlar ve “Ah insan bana kıymasaydın keşke” der. Sonrasında köstebeğin açtığı delikten girer ve yok olur. Çoban kızın arkasından deliği eşmeye başlar. Günler geçse de çobandan bir daha haber alınamaz. Çobanı arayan köylüler onu yerin altında bir kuyunun içinde boğulmuş olarak bulurlar. Ölmüş çobanın elinde Lületaşları vardır. İşte o zamandan beri Lületaşı çobanın kıza olan sevdasıyla birlikte anılır.